Her koyun kendi bacağından asılır devri geçti. Bu yüzdendir ki olası bir savaş sadece Irak’ı, Suriye’yi yada İran’ı etkilemeyecek, tüm bölgeyi kaos ortamına sokabileceğinden, Türkiye bölgesinde istikrar arıyor ve bu yönde adımlar atıyor. X ülkesindeki yatırımcının ekonomi bilimine göre tanımlanmış görevlerini yerine getirmemesi Y ülkesindeki vatandaşın hayatını etkilemektedir. A.B.D deki Morgage kullanıcısın geç kalmış ödemesi Türkiye’deki hipermarket yöneticisini zorlamaktadır. (Kelebek etkisi)
İşte bu kadar birbiri içine girift olmuş bir ortamda; işletmelerin hayatlarını devam ettirebilmeleri için çok çalışmaya, fikirler üretmeye, bilgiye yerinde ve zamanında sahip olmaya, bilgiyi yerinde ve zamanında etkin kullanmaya, Ar-Ge faaliyetlerinde bulunmaya, sürekli gelişen ve öğrenen bir örgüt yapısına sahip olmaya ihtiyaçları vardır. Sahip oldukları bu meziyetler onlara hem piyasada tutunma hem de etkin bir rekabet avantajı sağlayacaktır.
İşletmelerin rekabetin kaçınılmaz olduğu günümüz piyasalarında ayakta kalabilmeleri için kendilerine isabetli stratejiler belirlemeleri ve bu stratejileri iyi yönetmeleri gerekmektedir.
Kanımca bir nesilin büyük bir kısmı bu sihirli kelimeyeinen erken askerde duymuştur. Ama günümüzde okumayı henüz sökmüş bir çlocuk bile bu kelimeyle strateji oyunları vasıtasıyla tanışmaktadır. Nedir diye şöyle bir bakarsak stratejinin tanımı en genel anlamıyla şöyle yer almıştır. “Seçilen hedeflere ulaşmak üzere her alanda alınan tedbirler ve her türlü aracın kullanılması”. ( Çok uzaklara gitmeden birçoğumuzun kitaplığında yer alan Meydan Laurauso’a bakabilirsiniz.)
Strateji kavramı için değişik tanımlar arasında şu iki tanım benim haritamda daha ön plana çıkıyor.
* “Oyunun yeni kurallarını araştırmak ve kazanmak için bir yol bulmak.”
* “Bir işletmenin uzun dönemli temel amaçlarının saptanması ve bu amaçlara ulaşabilmek için gerekli kaynakların tahsis edilerek onların kullanımında kabul edilen yollar.”
Günümüz dünyasının işletmelerde temel amaç, topluma en iyi hizmeti en verimli ve etkin şekilde sunacak strateji ve yöntemlerinin geliştirilmesi ve bunun sonucunda bir işletmenin en doğal beklentisi olan kar maksimizasyonuna ulaşılmasıdır.( acaba, her işletmenin doğal gayesimidir çok kar etmek) Bu da ancak çok hızlı değişen dünyada bu değişimlere karşı işletmelerin ayak uydurabilmesi, uzun dönemli vizyona sahip olmaları ve bu uzun dönemli perspektif ile gerekli stratejilerin belirlenerek uygulamaya konmasıyla mümkündür.
Stratejisi olmayan bir örgüt, bir işletme önünü göremeyen ve yönü olmayan bir gemi gibidir. Bu durumu çok güzel bir şekilde izah eden ünlü bir söz vardır “ Rotası olmayan gemiye hiç rüzgarın faydası olmaz.” Gerçektende bir işletmenin kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri olması, fırsatları değerlendirebilmesi noktasında büyük önem arz etmektedir. Çünkü hiçbir zaman günlük rutin çalışmalar, uygun ve ahenkli bir hedef oluşturamazlar.
Bu bağlamda söylenen şu söz stratejinin önemini vurgulamaktadır; “strateji stratejik harekete rehberlik edecek planları, manevraları, modelleri, pozisyonları ve perspektifleri geliştirerek, bir örgüt için bir odak noktası, uyum ve ahenk ile amaç oluşturmak için kullanılır”
İlk yazımızda Stratejinin ne olduğuna ve önemine deyinmeye çalıştık. Daha sonraki yazılarımızda ise bu perspektifte firmaların fiyasadaki varlıklarını devam ettirmek, rekabet avantajı sağlamak, sektörde ilklere oynamak için geliştirdikleri önemli stratejilerden bahsedeceğiz. Bu noktadaki ilk örnek olayımız Maden suyu piyasası ve Freşa örneği olacaktır. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere sağlıcakla kalın.
Ömer EREM

sitenin yeni tasarımı ve yeni yazarları gerçekten çok hoş. 2 seneye yakındır takip etmekteyim.
BeğenBeğen