Genel olarak GE’nin bu güne gelen başarı sistemine bakıldığında; sanki tek bir şeyle karşılaşılıyor gibi. “WELCH””WELCH”

Yönetime ilk geldiği gün itibariyle devrimini başlattı. Devrimler çoğu kez aşağıdan başlarken Welch’in ki tepeden başladı. Ara yönetimleri kaldırarak katmanları azalttı. Çok bürokratik, emek-yoğun dev bir kuruluşu küçük girişim şirketinin hızı ve kolaylığıyla işleyecek yüksek verimli bir makineye dönüştürmeyi başardı.

// –>
// –>

Oysa böylesine büyük bir yapının, böylesine büyütülerek, böylesine başarılara tek başına bir insanın imzasıyla ulaşabilmesi çok zor; hatta imkansız.Belki Welch herşeyin düğmeye basıcısı, ama ne yaptı da o düğmeye bastı ve düğmenin çalışır kalmasını, yeni düğmeler yaratılmasını sağladı.Karizmasını, zekasını, hırsını, enerjisini kullandı. Ama hepsinden öte, Welch değişimi yönetmedi: Oluşturdu.

Onun felsefesi tamamıyla sisteme ve o sistemin en önemli parçasına; “İnsan”a dayanıyor. Tepe yönetimden, üretim bandındaki en vasıfsız işçiye kadar insan. Sistemleri kuran, kontrol eden, koruyan, geliştiren ve değiştiren; vizyona ulaşmayı sağlayan… Başarı ya da başarısızlığın tek anahtarı…Ve bu insanların hep beraber taşıdığı bir GE kültürü.Bu çalışmada; GE’nin ve Jack Welch’in bu günlere gelirken “insanı” baz alan ve kurum kültürünü oluşturan temel çalışmalarının bir özeti yer alıyor.

Bu güne kadar pek çok kurum benzer vizyonları koyup, benzeri çalışmaları yapıp, aynı sonuçlara ulaşmayı denedi. Hiçbir kurum aynı başarıyı elde edemedi.Belki de Welch’in başarının altında yatan şey amaçları , hedefleri doğru ortaya koyma, özgünlük ve geri dönülmez bir kararlılık. Geleceğin ne getireceğini kimse bilemez ama, “İnsan”a yapılan yatırımdan karlı çıkılacağı kesin. Jack Welch’in söylediği gibi işletme işi basittir; önemli olan bir işletmede doğru insan kaynağını, doğru biçimde değerlendirmektir.