İLK SİBER KALE

siber_kale

Rus bilgisayar korsanları tarafından uğradığı saldırının yarattığı hasar yüzünden 2007’de NATO’yu göreve çağıran Estonya şimdi ilk erken e-saldırı uyarı sisteminin kalbine ev sahipliği yapıyor

Barış hakkında en çok kafa yorulan 1968 yılında tarihçi Will ve Ariel Durant dünyanın kaç yılının savaşsız geçtiğini hesaplamaya koyulur. Sonuca göre 3 bin 421 yıllık bir süreçte sadece 268 yıl gezegenimiz huzur görmüştür. Bu çalışmanın ardından geçen 40 yılın bu veride bir değişiklik yapmadığı da ortada.

Bu şekilde savaşmak hâlâ mümkün ve revaçta. Ama daha az maliyet ve maddi kayıpla karşı tarafı hırpalamak da mümkün.

Rus bilgisayar korsanları tarafından uğradığı saldırının yarattığı hasar yüzünden 2007’de NATO’yu göreve çağıran Estonya şimdi ilk erken e-saldırı uyarı sisteminin kalbine ev sahipliği yapıyor

Barış hakkında en çok kafa yorulan 1968 yılında tarihçi Will ve Ariel Durant dünyanın kaç yılının savaşsız geçtiğini hesaplamaya koyulur. Sonuca göre 3 bin 421 yıllık bir süreçte sadece 268 yıl gezegenimiz huzur görmüştür. Bu çalışmanın ardından geçen 40 yılın bu veride bir değişiklik yapmadığı da ortada.
Üstelik artık işgallerin bile ismi ‘özgürleştirme’ olunca geleneksel anlamıyla savaşla barışın da karşılığının kalmadığı ortada. Bütün bunlar bir yana ülkeleri birbirine bağlayan ya da savaşabilir kılan kavramlar da hızla değişti. Eskiden bir ülkenin diğerine savaş açabilmesinin kriteri ordusunun kabiliyeti ve etkisi; ayrıca o ülkenin topraklarına erişebilme kapasitesine bağlıydı. Oysa internet ile birbirine bağlanan dünyada artık sınır komşusu ülkeyle kürenin öte tarafındaki ülkenin mesafe anlamında bir farkı kalmadı.
Neyse ki henüz internetten nükleer roket fırlatabilmek mümkün değil. Ancak dijitalleşmenin ardından iletişim ağına kökten bağlı arşiv, saldırı ve savunma sistemlerinin kırılganlığının arttığı kesin.

İlk kurşun Rusya’dan
Yıllardır özellikle Çin, İsrail, Rusya ve ABD’nin bu alandaki çalışmalarından dem vurulsa da en somut örneğini dünya geçtiğimiz sene Haziran ayında Estonya yaşadı. Rus işgali günlerinin izlerini silmek adına kahraman Rus asker anıtını kaldırma ‘cüretini’ gösteren Estonya, bir sabah internete bağlı bütün hizmetlerin yerlerde süründüğü bir ülkeye uyandı. Küçük nüfusuna rağmen Avrupa’nın en yoğun internet kullanımına sahip ülkelerinden biri olan Estonya’da yapılan araştırmalar bu durumun sebebinin Rusya’dan yönlendirilen elektronik saldırılar olduğunu ortaya çıkardı.
Hayat askeri, ticari ve eğitim alanında öylesine etkilendi ki Estonya Savunma Bakanı Jaak Aaviskoo bunu savaş sebebi sayarak NATO’yu müdahale etmeye çağırdı.
Benzer olaylar kısa bir süre öncesinde Çin ve ABD arasında yaşanmıştı. Resmi olarak tam kapsamı açıklanmamış olsa da Çinli bilgisayar uzmanlarının ABD sistemlerini yavaşlatmanın ötesinde savunma sistemlerine dair çok önemli bilgileri de ele geçirdiği ortaya çıkmıştı.
Bu olayların ardından konuyu ele alan NATO yetkilileri siber güvenliğin fiziki güvenlik konusu kadar ciddiye alınması gerektiği konusunda fikir birliğine vardı. Ancak çoğu zaman e-güvenlik geleneksel güvenlikten çok daha zor. Söz konusu fiziki sınırlarınızı korumak olduğunda düşmanınız da cepheniz de belli. Ancak internette her kullanıcı potansiyel bir tehdit ve saldırının nereden geleceğini anlamak imkansız. Hatta kimi saldırılardan haberiniz bile olmaması olası.
Bütün bu endişeleri ciddiye alan 7 NATO üyesi ülke olayların başlangıç noktası Estonya’yı merkez alan yeni bir savunma yapılanması kurdu. Almanya, Slovakya, Litvanya, Latvia, İtalya ve İspanya’nın birliğinden oluşan ekip Estonya’nın başkenti Tallinn’de siber saldırı ve tehditlere karşı gözcülük ve erken uyarı hizmeti verecek.
Merkezin tam olarak Ağustos ayında faaliyete geçmesi hedefleniyor. Böylece bir askeri savunma sistemi olarak geliştirilen internetin saldırı kozuna dönüştüğü de tescillenmiş oluyor.

Yorum bırakın